ama hafıza kaybı deyince daha vahim bir tablo geliyor gözümün önüne. Nispeten “güvenilir” görünen sitelerden “aklıma yatan” bilgileri ve sonrasında da “akıl değmemiş kafa” bilgilerini size aktaracağım.
(Gene madde madde mi yazsam diye
düşündüm, sanırım öyle yapınca okuması daha kolay oluyor)
1. Amnezi,
hafıza kaybı ya da bellek yitimi olarak adlandırılan, yeni bilgileri edinme
işlevinde meydana gelen bir problem nedeniyle bilgilerin kısa süreli bellekten
uzun süreli belleğe aktarılamaması ya da eski bilgilerin hatırlanamamasıdır. Genellikle
uzak geçmişe ait anılar, uzun süreli bellekte olduğundan, kolay kolay unutulmuyor.
2. Hafıza
(bellek), zihnimizde kaydedilen bilgileri saklama ve geri çağırma gücüdür. Birden
fazla sistemle çalışır. Bu sistemlerden hangisi zarar görürse amnezinin türü de
ona göre değişiyor.
3. İki tür bellek var: Deklaratif
(bildirimsel) ve Prosedural (işlevsel)
4. Deklaratif
(bildirimsel) bellek, bizim
istemli çağırdığımız bilgileri depolar, yani bilinçli ve açık bir
erişim gerektirir. "Türkiye’nin başkenti neresidir?" diye sorulduğunda "Ankara" yanıtını vermeniz, bildirimsel belleğinizin çalışmasıyla gerçekleşir. Gökyüzünün
rengi, İstanbul’un Fethi, bir tatil anısı, çarpım tablosu, vb. bilgiler burada
depolanır.
5. Prosedural
(işlevsel) bellekte yer
alan bilgilere erişim, bilinçsiz ve örtük bir
şekilde, yani adeta kendiliğinden olur gibi gerçekleşir. Farkında olmadan
çağırdığımız bilgileri depolar, misal: Ayakkabı bağcığını bağlamak, yürümek, bisiklete
binmek, araba kullanmak, 10 parmak daktilo yazmak, enstrüman çalmak, vb. gibi. Anladığım
kadarıyla işlevsel hafıza kaybı çok nadir oluyor, insan her şeyi unutsa bile
bunları unutmuyor. Bir filmde bunu “kas hafızası” diye tabir etmişlerdi (tamamen
hafızasını kaybeden bir adam imzasını atabiliyordu, böylece adını öğreniyorlar
vs.), ama bir film repliği ne kadar referans olur bilmem.
6. Araştırmacılar
amneziyi, hafızanın kaybedilmesinden ziyade o bilgilere erişimi sağlayacak
yolların kaybedilmesi olarak tanımlıyorlar. Yani amnezi; bilginin alınması,
depolanması, geri çağırılabilmesi için gerekli yolların tesis edilmesi gibi
kritik süreçlerden herhangi birinde meydana gelen sorun nedeniyle ortaya çıkıyor.
Yani amnezide bazı olayların hatırlanmamasının yanında yeni bilgileri öğrenmede
de güçlük yaşanabiliyor.
7. Amnezi, kısa veya
uzun süreli olabiliyor. Hatta kalıcı da olabiliyor.
8. Bir sürü nedeni var. Temel olarak
fizyolojik ve psikolojik nedenler olarak ikiye ayırabiliriz. Fizyolojik nedenler; Başa alınan darbe veya
hastalıklar yüzünden beynin zarar görmesi, bazı maddelerin (uyku hapları, uyuşturucu, alkol
vb.) aşırı kullanımı, bazı vitaminlerin eksikliği, kanda yetersiz oksijen, vb. Psikolojik
olarak ise; Tecavüze uğrama, şiddete maruz kalma veya şahit olma, vb. travmatik
durumlarda devreye giren bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkıyor.
9. Bir sürü çeşidi var ama en temel ve yaygın olanları Retrograd ve Anterogard amnezi.
10. Anterograd (ileriye dönük)
amnezi; Yeni anılar oluşturma, yeni bilgiler edinme kabiliyetinin kaybedilmesi
şeklinde ortaya çıkıyor. İleriye dönük amnezide kişi yeni bilgileri belleğinde
saklayamıyor. Bu kişiler yeni birisiyle tanıştıktan sonra onu hatırlamada çok
zorlanırlar, konuştukları konuları çabuk unuturlar, vb.
11. Retrograd (geriye dönük) amnezide hasta, tetikleyici
olaydan önceki geçmişi hatırlayamaz, geçmişinde tanıdığı kişileri tanıyamaz. Yakın zamanda yaşadığı olayları hatırlamak çok zor
iken uzak geçmişi daha rahat hatırlar, geriye gidildikçe hatırlama oranı artar.
Yukarıda da dediğimiz gibi çok eski bilgiler amneziden pek etkilenmezler. Bu olguya
bilim insanları “zamanla derecelenen geriye dönük amnezi” (temporally graded
retrograde amnesia) adını veriyorlar.
12. Anterograd
amezyaklar tetikleyici olaya (belki bir kaza?) kadar olan anıları hatırlarken,
retrograd amnezyaklar kazadan önce ne olduğunu hatırlayamadıkları gibi
bilgileri ayrıştırmak ve düzenlemek gibi imkanlardan da yoksun olduklarından
bir bilginin ardında ne yattığını kavrama güçlüğü çekerler. Bu nedenle birçok
retrograd amnezyak durumunun farkındadır. Ancak anterograd amnezyakların
(zorlandıklarını da unuttuklarından) durumlarının farkına varmaları çok daha
zordur.
13. Amnezi demansla karıştırılmamalıdır. Demansta benlik duygusu erozyona uğrarken, amnezi söz konusu olduğunda hastanın kişiliği çoğunlukla korunur.
Tam anlayamadıklarım:
13. Amnezi demansla karıştırılmamalıdır. Demansta benlik duygusu erozyona uğrarken, amnezi söz konusu olduğunda hastanın kişiliği çoğunlukla korunur.
Tam anlayamadıklarım:
“Psikolojik amnezi teşhisi tartışmalı. Bazı uzmanlar bunun varlığını bile kabul etmiyor. Travma nedeniyle otomatik olarak gündeme gelen bir savunma mekanizması olmadığı, hastaların kendi davranışları konusundaki beklentilerinin terapi ya da fantezi bir hastalık sonucu açığa çıkması sonucu oluştuğu ileri sürülüyor.”
Bir karşıt görüş var ama neye dayandırıldığını hiç
anlamadım. “Fantezi hastalık” ne ola ki? Google’layım dedim, sadece cinsel
fantezilerle ilgili sonuçlar çıktı.
“İnfatil Amnezi (Çocukluk Amnezisi): Sık görülen bir amnezi türüdür. 4-5 yaş öncesindeki anıların hatırlanmaması olarak tarif edilir”.
4-5 yaşından öncesini kim hatırlar ki? Hatırlananlar da hayal meyaldir. Bu kategorinin önemini anlamadım valla.
“Post Hipnotik Amnezi: Hipnoz terapisinde uygulanan telkin nedeni ile kişinin hipnoz sırasında gerçekleşen olayları ya da eski anılarını hatırlanmamasına hipnoz sonrası hafıza kaybı denir.”
Allah allah, hipnoz sırasında olanların zaten hatırlanmaması gerekmiyor mu?
“Bilgilerin kaynağının
hatırlanmamasına kaynak amnezisi denir.
Kişi
bir gerçeği veya fikri hatırlayabilir ama bilginin nerede veya ne zaman
öğrenildiğini hatırlamakta zorluk çeker. Bilginin kendisine erişim
sağlayabilirler ancak onun nerede, ne zaman öğrenildiğine ulaşamazlar.”
Sürekli kaynak vererek konuşmak zorunda olan -diyelim
bir akademisyen- değilseniz, bunun önemi nedir? Ben de pek çok şeyi gazetede
mi, kitapta mı, dergide mi okudum, biri mi anlattı, televizyonda mı gördüm, 2
yıl önce miydi, 5 yıl önce mi, hatırlayamam. Bu kaynak amnezisinin sınırı ne
acaba? Yani hangi koşulda hastalık oluyor bu? Bana kalsa, ben buna zayıf hafıza derim.
“Amnezinin
daha yaygın olan türü beynin hasar görmesi ya da inme gibi nörolojik nedenlere
bağlı organik amnezidir. Bu durumda eskiye dair anıların unutulmasından ziyade
yeni anılar oluşturmakta sorun vardır.”
Yani fizyolojik sebepli
amneziler anterograd (ileriye dönük) amnezilerdir…
mi? Bu çıkarımı destekler bir şeye denk gelmedim valla. Ama bütün
okuduklarımdan anladığım; amnezinin türü ile meydana geliş biçimi arasında
doğrusal bir bağlantı yok.
Amnezinin
iki temel özelliği şunlardır:
·
Değer düşüklüğüne uğrayan yeteneğin, amnezi
başlamasından sonra yeni bilgileri öğrenmesi (anterograd amnezi)
·
Değer düşüklüğüne uğrayan yeteneğin, geçmiş olayları
ve daha önceden tanıdık olan bilgileri hatırlaması (retrograd amnezi)
Bu süper açıklamayı size havale
ediyorum. “Değer düşüklüğüne uğrayan yetenek” bir muamma. Belki bunu anlasam,
devamına da anlam verebilirdim. Bu açıklamaya göre “öğrenme ve hatırlama” gerçekleştiğine
göre, sorun yok gibi. Aslında amnezi de yok!
Aşağıdakiler de “akıl
değmemiş kafa” mahsülü bir siteden alıntılar:
Geçici hafıza kaybının belirtileri nelerdir?
- Baş ağrısı
- Kusma ve mide bulantısı
- Görmede bozukluk
- Ürperme veya ani ateş basması
- İğne batma ve karıncalanma hisleri
- Ölme korkusu
- El ve ayakların soğuk olması
- Kalbin hızlı bir şekilde atması
Yani
belirtiler grip gibi başlayıp, gözleri de etkilemek suretiyle, azrail
yoklamasını müteakip, bel fıtığının da dürtmesiyle, kan çekilip bi de taşikardi
oluyorsa, amnezi hastası olmuşunuz demektir. Bir hatırlayamama sorununun olup
olmaması önemli değil, amnezi var işte sizde, belirtiler öyle diyor.
Hafıza kaybına neden olan etmenler nelerdir?
- Ani olarak soğuk veya sıcak suya girmesi
- Zorlayıcı fiziksel aktivitelerin yapılması
- Cinsel temas
- Anjiyo ve endoskopi gibi tıbbi işlemlerin yapılması
- Aşırı şekilde çalışma
- Stres yapılması
- İlaç kullanımı
- Hafif kafa travmaları ve yaralanmalar
- Depresyon ve ruh sağlığı sorunları
- Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı
- B12 vitamin eksikliği
- Hipertiriodizm
- Beyinde bulunan tümörler
Bir kısmını denk getirmiş ama diğerleri…
Yazacak bir şey bulamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder