Bir kelime bulayım, üstüne kısa bir şeyler yazayım diye
düşündüm. İlk aklıma gelen kelime “kadın” oldu, niyeyse… Kadının toplumdaki
yeri falan gibi çok derinlere dalmadan, birkaç cümleyle 1-2 fikir ortaya
koyayım dedim:
KADINIZ BİZ!
Kadın olmakla gurur duyup duymadığımı çok düşünmüşümdür.
Daha gençken yani.
Bir cevap buldum: Hayır. Sebebi ise basit: Oluşmasında katkınız olmayan bir şeyle gurur duyamazsınız. Yani birinin, sanki kendi yapmış gibi, yeşil gözlü olduğu için gurur duyması ne kadar saçma ise, kadın olduğu için gurur duyması da o kadar saçma. Ama, kadın olmayı sevmek, kadın olmaktan hoşnut olmak farklı bir şey.
Bir cevap buldum: Hayır. Sebebi ise basit: Oluşmasında katkınız olmayan bir şeyle gurur duyamazsınız. Yani birinin, sanki kendi yapmış gibi, yeşil gözlü olduğu için gurur duyması ne kadar saçma ise, kadın olduğu için gurur duyması da o kadar saçma. Ama, kadın olmayı sevmek, kadın olmaktan hoşnut olmak farklı bir şey.
Bir laf vardır, hepiniz duymuşunuzdur (umarım
kullanmamışınızdır); Bende şans olsaydı erkek olurdum!!! Üstelik, ne acıdır ki,
bunu çok sık duyarız kadınlardan. Yani erkekler erkek oldukları için şanslı,
kadınlar ise bahtsız bedevi. Kadın kendini böyle bir yere koyarsa başkası da
onu farklı bir yere koymaz. Bazıları da, kadın olmaktan hoşnut olmamanın
ötesinde, bir de utanırlar, üstelik seçme şansları olmayan şeylerden -adet
görmek, menapoza girmek gibi- utanırlar. Bir arkadaşım kantinden orkid
alamazdı. Bir başkası menapoza girdiğini kocasından saklıyordu. Sanki bu, pas
geçebileceğimiz, “ben almayayım” diyebileceğimiz bir şey. Bunlar da okumuşları
yani, mühendis falan. Ben ise orkid de alırım, prezervatif de alırım, don da
alırım. Menapoza girdiğimi kocamdan saklamak aklımın ucundan geçmediği gibi, 1-2
kere, tartışma anlarında “menapozdayız herhaldee” diyerek bunu kullanmışlığım
da vardır, çok işe yaramıştı. İş yerinin kadınlı erkekli ortamında bile millete
“pencereleri kapatıp durmayın, burada menapozlular var, gelmeyin üstüme
paralarım” diyebilen kadınlardanım. Kadınız biz yahu! Bunun bir kısmını kabul
edip bir kısmını kabul etmemek olmaz. Zeka, akıl, beceri, güzellik, bilmem ne
deyince hemen öne çıkmaya çalışıyoruz ama “regl oldum, çok sancım var”
diyemiyoruz. Kadınsak her şeyimizle kadınız! Yumurtalıklarımızla, rahmimizle,
memelerimizle, aklımızla, yüreğimizle… (bunları 5 sayfa kadar çoğaltabilirim,
hepimiz yapabiliriz)
Bana göre bir ailenin seviyesi (kültür ve görgü açısından)
kadınınki kadardır. Kadın daha yukarıdaysa erkeği de kendi seviyesine çıkarır,
daha aşağıdaysa da erkeği oraya çeker. Bunun en önemli çıktısı da çocuklardır.
Bugün şikayet ettiğimiz bütün erkekleri kadınlar büyüttü, unutmayın. Babanın
hiç fonksiyonu yoktur demiyorum ama… bkz. yukarıdaki cümle.
Bir arkadaşım bana “bizim gibi kadınların kız çocuk
yetiştirmesi gerek” demişti. Önce hak verir gibi oldum, ama sonra düşününce
saçma geldi. Kendine güvenli, özgür, ne istediğini bilen, başkalarına saygılı,
kendi tercihlerini yapabilen, bu tercihlerin sonuçlarıyla yüzleşebilen, vs.
özelliklere sahip kız çocuk yetiştirmekle aynı özelliklere sahip erkek çocuk
yetiştirmenin bir farkı yok. Fazladan, kızımıza tehlikeli durumlardan
sakınmayı, kendini korumayı öğretmemiz (ne yazık ki içinde yaşadığımız toplum
bunu gerektiriyor), oğlumuza da kadınların kendilerini korumalarını
gerektirecek durumlar yaratmamalarını öğretmemiz gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder