19 Aralık 2018 Çarşamba

Kelime: Kadın


Bir kelime bulayım, üstüne kısa bir şeyler yazayım diye düşündüm. İlk aklıma gelen kelime “kadın” oldu, niyeyse… Kadının toplumdaki yeri falan gibi çok derinlere dalmadan, birkaç cümleyle 1-2 fikir ortaya koyayım dedim:

KADINIZ BİZ!

Kadın olmakla gurur duyup duymadığımı çok düşünmüşümdür. Daha gençken yani.
Bir cevap buldum: Hayır. Sebebi ise basit: Oluşmasında katkınız olmayan bir şeyle gurur duyamazsınız. Yani birinin, sanki kendi yapmış gibi, yeşil gözlü olduğu için gurur duyması ne kadar saçma ise, kadın olduğu için gurur duyması da o kadar saçma. Ama, kadın olmayı sevmek, kadın olmaktan hoşnut olmak farklı bir şey.

Bir laf vardır, hepiniz duymuşunuzdur (umarım kullanmamışınızdır); Bende şans olsaydı erkek olurdum!!! Üstelik, ne acıdır ki, bunu çok sık duyarız kadınlardan. Yani erkekler erkek oldukları için şanslı, kadınlar ise bahtsız bedevi. Kadın kendini böyle bir yere koyarsa başkası da onu farklı bir yere koymaz. Bazıları da, kadın olmaktan hoşnut olmamanın ötesinde, bir de utanırlar, üstelik seçme şansları olmayan şeylerden -adet görmek, menapoza girmek gibi- utanırlar. Bir arkadaşım kantinden orkid alamazdı. Bir başkası menapoza girdiğini kocasından saklıyordu. Sanki bu, pas geçebileceğimiz, “ben almayayım” diyebileceğimiz bir şey. Bunlar da okumuşları yani, mühendis falan. Ben ise orkid de alırım, prezervatif de alırım, don da alırım. Menapoza girdiğimi kocamdan saklamak aklımın ucundan geçmediği gibi, 1-2 kere, tartışma anlarında “menapozdayız herhaldee” diyerek bunu kullanmışlığım da vardır, çok işe yaramıştı. İş yerinin kadınlı erkekli ortamında bile millete “pencereleri kapatıp durmayın, burada menapozlular var, gelmeyin üstüme paralarım” diyebilen kadınlardanım. Kadınız biz yahu! Bunun bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmemek olmaz. Zeka, akıl, beceri, güzellik, bilmem ne deyince hemen öne çıkmaya çalışıyoruz ama “regl oldum, çok sancım var” diyemiyoruz. Kadınsak her şeyimizle kadınız! Yumurtalıklarımızla, rahmimizle, memelerimizle, aklımızla, yüreğimizle… (bunları 5 sayfa kadar çoğaltabilirim, hepimiz yapabiliriz)

Bana göre bir ailenin seviyesi (kültür ve görgü açısından) kadınınki kadardır. Kadın daha yukarıdaysa erkeği de kendi seviyesine çıkarır, daha aşağıdaysa da erkeği oraya çeker. Bunun en önemli çıktısı da çocuklardır. Bugün şikayet ettiğimiz bütün erkekleri kadınlar büyüttü, unutmayın. Babanın hiç fonksiyonu yoktur demiyorum ama… bkz. yukarıdaki cümle.

Bir arkadaşım bana “bizim gibi kadınların kız çocuk yetiştirmesi gerek” demişti. Önce hak verir gibi oldum, ama sonra düşününce saçma geldi. Kendine güvenli, özgür, ne istediğini bilen, başkalarına saygılı, kendi tercihlerini yapabilen, bu tercihlerin sonuçlarıyla yüzleşebilen, vs. özelliklere sahip kız çocuk yetiştirmekle aynı özelliklere sahip erkek çocuk yetiştirmenin bir farkı yok. Fazladan, kızımıza tehlikeli durumlardan sakınmayı, kendini korumayı öğretmemiz (ne yazık ki içinde yaşadığımız toplum bunu gerektiriyor), oğlumuza da kadınların kendilerini korumalarını gerektirecek durumlar yaratmamalarını öğretmemiz gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder