4 Ocak 2019 Cuma

Seksek


Evden çıktı. Durağa doğru yürüyordu. Önündeki adam cebinden telefonunu çıkarırken para düşürdü. Hemen parayı alıp adamın arkasından seslendi: Bayım, paranızı düşürdünüz. | Adam döndü, kıza gülümseyerek parasını aldı ve teşekkür etti. Kafası meşguldü. Sabah evden çıkmadan önce karısıyla kavga etmişti, şimdi de arayıp özür dilese mi yoksa akşamı mı beklese, karar veremiyordu. Karşıdan gelen ve hızla yürüyen genç çocukla çarpıştı.
Heey, dedi. | Çocuk dönüp “pardon” deyip devam etti. Bugün de geç kalırsa kesin kovulurdu, üstelik kartına para yüklemeyi unuttuğu için önce onu halletmeliydi. Metro gişesine vardığında nefes nefeseydi. Sıra var, Allah kahretsin, ön tarafa gidip şansını denedi “çok acelem var, öne geçebilir miyim?”. Sıradakiler homurdandı ama itiraz eden de olmadı. Hayret! Gişedeki memura hemen kartını uzatıp “50 tl” dedi. | Memur kartı alıp işlemi yaparken düşüncelere dalmıştı. Bu kredi borcunu ne yapacaktı? Kimden borç isteyecekti? Bugün de amma sıra vardı. “20 tl” dedi kız. İşlemi yapıp kartı suratsız bir şekilde geri verdi. | Kız ona gülümsedi, “teşekkürler” dedi. Bugün çok iş halletmişti, şimdi de eve gidip annesine yardım etmeliydi, akşama ağır misafir var. Ekmek! Ekmek almayı unutmamalı. Köşedeki bakkala girdi, sepetten ekmeği alıp parayı bakkala uzattı. | Yahu, 1 ekmek parası bozukluğu olmaz mı bu insanların? Bakkal parayı alıp “bozdurup geleyim” dedi. Yandaki balıkçıya gitti. | Balıkçı telefonda konuşuyordu. Belli, gene sinirlenmiş, “ne demek geç geleceğim? Kaçta geleceksin? Ne? 12 mi? 9’da evde ol valla fena olur”, çat diye kapadı telefonu. | Oğlan sinir olmuştu, “yahu baba, ne diye telefonu yüzüme kapatıyorsun ya? 12’den 1 dakika önce gelirsem adam değilim” diye söylendi. Hırsla telefonu cebine koyup yürümeye başlamışken, yaşlı kadına çarptı, “pardon” deyip devam etti. | Kadın “ay oğlum, yavaş… bak dinlemiyor bile” diye söylendi. Üstünü başını düzeltirken otobüsü kaçırdı. İçinden küfretti, 15 dakika öbür otobüsü bekledi. Evine vardığında hava kararmıştı. Abisinin oğlu gene onlardaydı. | Telefonda biriyle konuşuyordu. “Tamam, sen malı yolla, ben hemen yolluyorum parayı” dedi ve kapadı. | Karşıdaki adam “ulan acaba parayı yollamasını mı beklesem malı yollamak için, bu adama da güvenilmez ki” diye düşünürken biri seslendi “e hadi, 1 saattir seni bekliyoruz”. Hemen oturdu masaya “ben mi dağıtıyorum?” dedi ve oyuna başladılar. İçki dağıtan kıza baktı “yav bunların da yaşı iyice küçüldü” diye düşündü, kıza içki getirmesini işaret etti. | Kız hemen yanına gelip tepsideki bardaklardan birini adamın yanına bıraktı, elindeki içkilerin hepsini dağıttı, tekrar bara gitti, bir tepsi daha aldı, 4 tur daha attıktan sonra mesaisi bitti, patrondan yevmiyesini alıp çıktı. Sokağın köşesinde adamın biri eğilmiş kusuyordu. Tanıdı adamı, müdavimlerdendi. “Yardım ister misiniz? İçeriden birini çağırayım mı?” dedi, adam ona küfredip vurmaya kalktı ama o kadar sarhoştu ki, yere düştü. | Yolun karşısında bekleyen bir taksici arabasından indi, “abla sen çekil, ben tanıyorum bunu, evine götürürüm” dedi. “Yav sen ne biçim adamsın, daha hava yeni karardı be, ne ara içtin bu kadar” diye söylene söylene adamı taksiye yerleştirip evine götürdü. Sonra da “yeter bugünlük, yorulmuşum” deyip kendisi de evine gitti. Apartmanın kapısında kapıcı ile karşılaştı. Selamlaştılar. | Kapıcı “erkencisiniz bugün, ehiehi” dedi, adam cevap vermeyince “bu da altı üstü taksici ama burnu beş karış havada” diye düşünerek kapıcı dairesine girdi. | Karısı çay koyuyordu. Bugün kızın çantasında bulduğu sigarayı kocasına söylese mi söylemese mi bilemiyordu. O sırada kapı çaldı. | 6 numaranın oğlan aşure getirmişti. Bu aşure dağıtma işinden nefret ediyordu ama annesine de karşı gelemiyordu, ama bir dahaki sefere itiraz edecekti. Koskoca adam aşure mi dağıtırmış, Allah Allaaah… Tamam, 8 yaşında olabilirdi ama, gene de… Eve girince annesine sinir içinde “niye ablamı hiç yollamıyorsun?” dedi, ablası içerden “çünkü ben üniversite sınavlarına hazırlanıyorum, geri zekalı” diye bağırdı. | Zaten hiç kardeş istememişti. Telefonundan mesaj sesi geldi, hemen baktı. Yalım’dan. Ne zaman görüşeceğiz, diyor. Hemen cevap yazdı “cumartesi olur mu?” diye. | Yalım “tmm, haberleşiriz” yazdı yolladı. Arkadaşı ile cadde üstündeki bara gidiyorlardı. Aynı dilenci aynı yerde duruyordu. Buna para vermeden geçemiyordu, kendi kendine batıl bir şey uydurmuştu. Bu dilenciye para vermezse başına kötü bir şey geleceğine çok inanmıştı. Önüne parayı atıp bara girdi. | Dilenci parayı hemen cebine attı, önünde bırakmaya gelmezdi, biri alıp kaçıverirdi.

Devam edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder