7 Ocak 2019 Pazartesi

Seksek - Devam Ediyor


Dilenci parayı hemen cebine attı, önünde bırakmaya gelmezdi, biri alıp kaçıverirdi. Birden ortalığı polis sirenleri doldurdu. Polisler araçlarından inip koşarak bara girmeye başladılar. Dışarıda bekleyenlerden birine sordu “n’oluyo?”. | Memur “uyuşturucu baskını” dedi. Böyle baskınları son anda haber vermeseler olmuyordu. Şimdi bir de göz altına alınanlar olur, onların evrak işleri falan, ohoooo, sabaha anca giderim eve, dedi kendi kendine. İşte,
maaşallah en az 10-12 kişi var. Minibüslere doluştular. Gece uzun olacak, belli, merkeze varır varmaz hemen kantine inip kantinciden koyu bir kahve istedi. Bu saatte zaten söylemene gerek yok, istemesen de sana en koyusundan veririm, dedi, gülüştüler. | Aslında gece nöbetini genelde çırağa bırakıyordu ama canı eve gitmek istememişti. Karısı altıncıya hamile, zor geçiyor hamileliği, analar babalar, hepsi evde, ev küçük, burada hiç olmazsa kendi kendine. Birden aklına geldi, kaç gündür çamaşır makinasını tamir edecek birini bulacak, habire unutuyor, karısı da söylenip duruyordu. Aklına amcaoğlu geldi, o anlardı bu işlerden. Saate baktı, telefon etmeye geç bir saat ama mesaj atabilir. Hemen attı bir mesaj “sana işim düştü, sabah beni ara” diye. | Mesajı sabah gördü. Hallederiz, dedi. Şu holdingde makam şoförlüğü işini kaparsa süper olacaktı. Randevu 2 saat sonra. Özenle hazırlandı. Evden çıkarken yan komşuyla karşılaştı. Kadın resmen asılıyordu. Soğuk bir “günaydın” dedi ama kadın her zamanki yılışıklığı ile onu lafa tutmaya çalıştı. Gerçi çok güzel kadındı ama, komşu yahu, anasının burnunun dibinde… töbe töbeee… En sonunda “acelem var” deyip bastı gitti. | Ay bi dur ayol, lafımı bitireydim, diye seslendi arkasından ama adam yok olmuştu bile. Kaç bakalım, eninde sonunda bana yüz vereceksin, hep verirler, diye söylenerek eve girdi. Bir sabah da ekmeği almaya şu tembel kız gideydi ya! Yok, hanfendi hor hor uyuyor hala. “Kalk kız!” diye bağırdı. | Kız yataktan sıçradı, “ya anne bağırmasana yaa, tamam, kalkıyorum”. Ne yapacaksa beni. Ev buz gibi zaten. Kalkıp hızlıca giyindi, kurs 2 saat sonra başlıyordu ama erken gidip orada beklese daha iyiydi, hiç olmazsa üşümezdi. Bir bardak çay içip çıktı evden. Otobüsün hemen gelmesine çok sevindi, kaçırmış olsaydı en az yarım saat bekleyecekti. Şoförü tanıyordu, “günaydın” diye şakıdı, adam da ona, mutemelen günaydın anlamına gelebilecek bir şeyler homurdandı. | Masabiriiin, sabah sabah bu nasıl bir enerjidir? N’olurdu benim salak oğlum da şöyle genç, güzel birini bulaydı. Yok, bizimki gitti kendinden 15 yaş büyük dul bir kadın buldu. Ulan kadının çocuğu bundan birkaç yaş küçük be! Bunları düşünürken trafiğin iyice yavaşladığını fark etti. Herhalde gene kaza olmuştu. Yolu tek şeride indirmişler, akış durma noktasında. Epey bir süre sonra kazanın yanından geçerlerken yolculardan biri yanaştı ve “abi ben sağlık görevlisiyim, burada ineyim, ambulans da daha gelememiş, belki bir faydam olur” dedi. | Otobüsün kapısı açılınca aceleyle indi ve kaza yerine koştu. O arada uzaktan ambulansın sireni duyulmaya başladı. Polislere kimliğini gösterip yaralının yanına gitti. Adam kendi kendine kaza yapmış. Yalnız. Yaraları ağır görünüyor. Ambulans nihayet iyice yaklaştı, görevliler araçtan inip koşarak geldiler. Rengi atmış hemşireyi fark etti. “İyi misiniz? İlk gününüz falan mı?” diye sordu. | “Yok” dedi kızcağız, “ama ilk kaza vakam”. Allahım, midesi bulanıyordu. Aslında kan görmeye dayanamıyor değildi, yani normal şartlarda. Ama bu… Adam ölüyor yaa! Her tarafı kana bulanmış… Ay bayılacağım galiba. Rezalete bak! Bu işi zor buldum, şimdi de kovulacağım. Zor güç bela görevlerini yerine getirdi, adamı ambulansa alıp yola çıktılar. Doktor yüzüne acıyarak baktı ve “üzülme, alışırsın, hepimiz aynı yollardan geçtik” dedi. Kız birden rahatladı, anladı ki kendini kötü hissettiği için daha da kötü hissediyordu. Doktorun sözleri içini rahatlattı, gülümseyerek “teşekkür ederim, umarım dediğiniz gibi olur” dedi. | Olur olur, dedi doktor, sen hiç merak etme. Bu acemilere çok acıyordu. Hemen belli olurdu suratlarından. Karısını da böyle tanımıştı. Ama o çok çabuk alışmış, uyum sağlamıştı. Evlilik yıldönümleri için ısmarladığı yüzüğü almak için mücevherciye uğramayı unutmasa iyi olurdu. Hastayı hastaneye yetiştirip acil doktoruna gerekli bilgileri aktardı. Nöbeti bitmişti. Herkese “iyi mesailer” dileyip mücevhercinin yolunu tuttu. Adam onu bekliyordu. | “Hoşgeldiniz” dedi, “ısmarladığınız yüzük hazır”.

Devam edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder