14 Ocak 2019 Pazartesi

Seksek - Hala Devam Ediyor


“Hoşgeldiniz” dedi, “ısmarladığınız yüzük hazır”. Bu parçadan iyi kazanmıştı. Keyfi yerindeydi. Gururla dükkanına bakarken yerlerin çamur olduğunu fark etti. “Oğlum” diye seslendi çırağa, “şu yerleri bi siliver, her seferinde de söylemeyeyim ama, senin bunları kendiliğinden yapman lazım”. | Oğlan “hemen usta” diyerek elinde paspas ile geldi.
“Fark etmeme fırsat bırakmıyorsun ki” diyemedi. Yağış olduğu günler böyle oluyordu, her giren çıkanın arkasından yeri silmesini istiyordu patronu. Ona kalsa günde 2 kere silse yeterdi ama… Şu işi bitirip dışarı sigara içmeye çıkacaktı. Hızlıca sildi yerleri. İçeri gidip arka kapının önüne çıktı, sigarasını yaktı. Yanında çöp kutusu vardı ve feci kokuyordu. Biraz uzaklaşmak istedi ama patronun seslenme menzilinden de çıkmak istemiyordu. O sırada gelen çöp arabasından inen görevli çöpü alırken ona “kolay gelsin” dedi. | Adam da “sağol, eksik olma” diye karşılık verdi. Çöp arabasına doğru yürürken karşıdan gelen kadın, elinden tuttuğu 10 yaşlarındaki çocuğa “bak okumazsan böyle çöpçü olursun” dedi, hasbinallaaaah, sanki ben görünmezim ya da sağırım, ayıptır yahu, kadına döndü ‘abla ben okudum, lise mezunuyum ama gene de çöpçü oldum, onu ne yapacağız?’ dedi. Kadın, ağzı açık bakakaldı. Adamın dediklerinden ziyade konuşmasına şaşırmış gibiydi. | Sonunda “A-ah, olur mu canım öyle şey, amca şaka yapıyor oğlum” dedi gülmeye başlayan çocuğa, bir yandan da kolundan çekiştirerek hızla uzaklaşmaya çalışıyordu. Tövbe estağfurullah, salak çöpçü çenesini tutsa olmuyordu di mi? Gerçi kendisi de biraz daha alçak sesle konuşsa iyiydi ama… Resmen madara olmuştu. O da gülmeye başladı, oğluna “komikti di mi?” dedi. Çocuk hararetle başını salladı. “Ben yoruldum, alacaklarımızı da aldık, gel şu pastanede oturalım azcık” dedi. Bir masaya oturdular. Garson geldi. Siparişlerini verdiler. | Garson “Bir çay ve bir sıcak çikolata, hemen getiriyorum” dedi. Gülümsemeyi unutmuştu. Gülümsemek önemliydi. Patron “Müşteriyle konuşurken her zaman gülümseyeceksiniz, bu ona kendini iyi hissettirir” derdi, onun için mi personelle konuşurken hep suratsızdı acaba? Allah muhafaza kendilerini iyi hissederler falan… İçeri giren kargocu ile burun buruna geldi. Çalışanlardan birine ait kargoyu aldı, evrakı imzaladı, çocuğa geri verirken “teşekkürler” dedi. | Kargocu çocuk da kocaman bir gülümsemeyle “rica ederim, iyi günler” diyerek çıktı. Arabaya bindi, listeye baktı. Yahu, niye bazı gün 3 tane bazı gün 33 tane dağıtım olur ki? Bunları yetiştirmem mümkün değil. Bir sonraki adrese gitti. Kapıyı çaldı. Her zamanki gibi “kim o?”, “kargo!” muhabbeti. Kapıyı bir garip kadın açtı: Abartılı bir makyaj, tüylü bir sabahlık, topuklu ponponlu terlikler. Kargoyu uzattı, kadın isme baktı, imzayı atıp kapıyı kapatırken içeri doğru “cırladı”: Kıııız, gene ne istedin internetten? | Kız odasından çıktı “ay anne sana kaç defa kapıyı şöyle açma dedim yaa…” dedi. Annesinin garip bir espri anlayışı vardı, özellikle kargocuları serseme çevirmeye bayılıyordu. Bu nasıl bir eğlenceyse artık. “Senin istediğin bigudileri ısmarlamıştım” dedi. Ayakkabılarını giydi, annesini öptü, çıktı. Bugün hocasıyla asistanlık işini görüşecekti. Çok heyecanlıydı. Arabasına atlayıp okula gitti. Hocasının kapısını tıklattı. İçeri girdi. Merhaba, dedi. | Hocası “ah, sen miydin? Hoş geldin, gel, buyur, otur” dedi. Bu kız çok başarılıydı. Asistanı olmasını çok isterdi. Tam konuşmaya başlayacakken telefonu çaldı. Kardeşi. “Abi çabuk gel, babam…” Paniğe kapılmıştı. “N’oldu babama?” | Kardeşi “abi kalp krizi galiba, sen hemen eve gel”. Kendi kendine küfretti. Keşke daha soğukkanlı konuşsaydı. Şimdi bir de araba kullanacak. Ama babaları ölmüştü. Bu nasıl sakince söylenirdi ki? Annesi ayılıp bayılıyor, kız kardeşi saçma sapan bir ağıt yakıyor, komşular eve doluşmuş, destek olacaklarına, ağlayıp zırlayarak her şeyi daha da beter hale getiriyor, karısı da hangi birine yetişeceğini şaşırmış vaziyette oradan oraya koşturuyordu. Birisi “başınız sağolsun” dedi. Baktı. Yan dairedeki adam. Onun da annesi alzheimerdı. “Sağolun, dostlar sağolsun” dedi. |  “Kusura bakmayın, fazla kalamayacağım, malum annemi fazla yalnız bırakamıyorum” dedi.

Devam edecek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder