6 Ekim 2016 Perşembe

Floransa Uffizi Galerisi - Leonardo Da Vinci Odası

Ben müze-saray gezmeyi çok severim. Artık hepsi internette bulunuyor ama Boticelli’nin veya Leonardo’nun veya Michaelangelo’nun eserlerinin canlısını (ne demekse, anladınız siz onu) görmek bana çok keyif veriyor. Fekat sorun şu ki gezecek çok fazla yer ve görecek çok fazla
eser var. Ben de Lafayette takdiği uygulamaya çalıştım. Şöyle ki; 1975 yılında (ben 10 yaşındayken) Paris’e gitmiştik. O zamanlar burada öyle herşeyin bulunduğu büyük mağazalar falan yok, oyuncakçı diye de Kızılay’da 1-2 uyduruk dükkan var. Paris’te Galerie Lafayette’e girdik (çok katlı kocaman bir mağaza), allahım cennet gibi bişi, kocaman ve 1 katın tamamı oyuncakçı. Ben kendimi kaybetmiş bir şekilde herşeyi göreyim diye koşarak gezmiştim. Floransa’da da buna yakın bişi yaptım. Zaten her eserin önünde durup plaketinde yazılanları okumaya kalksan 3-5 odayı anca gezersin. Merak ettiklerimize sonra bakarız diyerek hızlı bir tempoda gezdik müzeleri, sarayları.

Saraylarda o ihtişamdan çok etkilenmekle birlikte, bizim aklımıza gelenler; buranın tozu nasıl alınır ki, bu avizeler, şömineler nasıl yakılır nasıl temizlenir, pencereler nasıl silinir, ya yerler??? vb. Tabi binaların (müze, saray, kilise, hepsinde) tavanlarındaki süslemelerin nasıl yapıldığı ayrı bir merak konusu, yani iskele falan kuruluyormuş, o tamam da, şurada oranlar tuttu mu bi bakayım, dese, adamın aşağı inip, eserine bakıp, yukarı çıkması (Duomo’da örneğin) yarım gün. Yani gerçekten hayran olmamak, etkilenmemek elde değil.

Uffizi Galerisi’nde Da Vinci’nin sergilendiği oda 71 numaralı oda, oklu bi tabela koymuşlar “Da Vinci Room no.71” diye, millet sadece ona mı geliyor nedir? Biz de en çok onu merak ediyoruz ama aradaki yerleri atlamak olmaz, ya bir şey kaçırırsak? Hani birileri ortak piyango bileti alırken, katılmak istemesen bile “ya çıkarsa” diye dışında kalamamak gibi… Yani her odaya girip çıktık. Zaten eserlerin çoğu; Bebek İsa ahırda, Bebek İsa Meryem’in kucağında,  Yusuf olayı anlamaya çalışırken, Bebek İsa ve arkadaşları, Bebek İsa çayırda, Bebek İsa markette, İsa çarmıha gerilirken, İsa çarmıhta, İsa çarmıhtan indirilirken, indirildiğinde, indirildikten az sonra, valla fenalık geldi. Bütün bunlardan sonra Boticelli’nin Venüs’ün Doğuşu tablosu tabi ilaç gibi geliyor.

Sonunda 71 numaralı odaya geldik. Bi girdik, küçücük bi oda, 10 adet eser var (saydım), sadece 3 tanesi Leonardo’nun, diğerleri Perugino, Luca Signorelli, Lorenzo di Credi ve Piero di Cosimo’nun eserleri. Biz de bekliyoruz ki kocaman bi salon veya iç içe geçen 8-10 oda ve onlarca  Da Vinci eseri göreceğiz. Hayal kırıklığına uğramadık desem yalan olur. Odayı sanal ortamda http://www.uffizi.org/halls/hall-15-of-leonardo/  adresinden gezebilirsiniz. Bu sitede (Uffizi’nin resmi sitesi değil) 15 numaralı oda diye geçiyor ama valla biz gezerken bütün tabelalar 71 diyordu.  

Neyse, girdik odaya, bi kalabalık, metrekareye 6 kişi düşüyor, ittir kaktır bakmaya çalışıyoruz eserlere. Baktık birinin önünden yavaş yavaş sırayla geçiyorlar, dikkatle resmi inceliyorlar falan. Var bi püf noktası, onu anladık ama ne? Rehberli turların rehberlerinin anlattığını duymaya çalışıyoruz ama bir yandan da ben sürekli “çok ayıp, yapmamamız lazım, rehbere saygısızlık” diyip duruyorum. Zaten rehberlikte de mertlik kalmamış. Eskiden bağıra bağıra anlatırlardı, sen başka bişiye bakıyomuş gibi yapıp kulak kabartabilirdin (o da ayıp, o ayrı), şimdi herkesin kulağında bi kulaklık, rehberin elinde bi minik mikrofon, bebeğine ninni söyler gibi mır mır konuşup duruyor, duyman mümkün değil, birini dinlemeye çalışırken “yav niye hiç bişi anlamıyorum, 1-2 kelime kapsam çözecem olayı” derken, 10 dk sonra anladım ki, meğer Almanca konuşuyormuş. Artık mecburen bunu da “sonra araştırır çözeriz” diyerek geçmek zorunda kaldık.

Araştırdım ve çözdüm.


Söz konusu eserin adı “The Annunciation” (1472-1475), Türkçe’ye konusu itibariyle “Müjde” olarak çevriliyor. En çok işlenen İncil konularından biri; Cebrail tarafından Meryem'e İsa'ya hamile olduğunun bildirilmesi.

Leonardo’nun İncil’den resmettiği ilk eserlerden.

Bu konunun işlendiği resimlerde genellikle Meryem oturmuş veya diz çökmüş  Eski Ahit’i okurken karşısına çıkan Cebrail’e şaşkınlıkla bakarken tasvir ediliyor.

Mekan genellikle Meryem’in yatak odası oluyor ancak bu resimde Meryem yatak odasının kapısını önünde, bahçede oturuyor. Aralık kapıdan ise yatak odası görülüyor.

Arka plan genellikle Kudüs olurken, bu resimde Toskana’nın yeşil tepeleri var (Rönesans etkisi). Leonardo’nun kullandığı perspektif ve yumuşak ışık, manzara elemanlarının sınırlarını bulanık ve belirsiz bir hale getirmiş.

Cebrail’in elindeki beyaz zambaklar Meryem’in bekaretini simgeliyor. Bu konunun işlendiği eserlerin hemen hepsinde beyaz zambak oluyor, Cebrail’in elinde veya odanın bir köşesinde.

Yalın, anıtsal figürleri, doğa vurgusu, geometrik ve simetrik kompozisyonu ile Leonardo’nun bu resmi tipik bir Rönesans resmi.

Bir detay: Arkadaki eşik (bahçe duvarı?), meleğin yüzü, kutsal işareti yapan sağ eli ve sol elinde tuttuğu zambaklar iyi seçilebilsin diye kesintiye uğratılmış.


Odadaki diğer iki Leonardo eserinden biri “İsa’nın Vaftiz Edilmesi” (Baptism of Christ - 1470-1475) diğeri “Bilgelerin Tapınması“ (Adoration of the Magi - 1481)”. Bilgelerin Tapınması, Leonardo’nun tamamlanmamış bir tablosu imiş ve restorasyondaymış, onun sadece fotoğrafı vardı.

Baptism of Christ
Adoration of the Magi



Buradan sonraki bilgiler, gelen bir yorum üzerine 09 Ekim 2016 tarihinde eklenmiştir.

Bundan 7-8 yıl önce Viyana Kunsthistoriches Museum’da yapılan, bir sanat tarihçisi ve uzmanın hazırladığı halka açık bir sunumun en önemli bölümü Vinci’nin “Annunciation” adlı eseriydi. Sanatsal ve bilimsel açıdan enine boyuna tartışılan eserin X-Ray altındaki görüntülerini, slaytlar halinde sundular. Bir İtalyan üniversitesi tarafından eser üzerinde yapılan bilimsel analiz ve inceleme sonuçları gerçekten inanılmazdı. Cebrail x ray altında belli belirsiz bir leke haline dönüşüyor ve arkadaki duvar ve giriş belirginleşiyordu (Muhtemelen duvara ait detaylar Verrocchio tarafından önceden çizilmiş olduğu için zaten vardı). Eserdeki matematiksel dehaya dayalı perspektif kurgular, izleyenin bakış açısına göre değişen nesnelerin hacimleri, ortaya çıkan farklı algısal görüntüler ve Leonardo’nun pek çok eserinde kullandığı “Sfumato” (yok olma, silinme) tekniğinin detayları o sunumda uzun uzun anlatılmıştı.

Örneğin konuyu yüzeysel olarak değerlendiren bazı kaynaklar- Da Vinci’nin acemilik dönemi eseri olmasını öne sürerek- bu tabloda bulunan Meryem’in sağ elinin anatomik ve perspektif açıdan hatalı olduğunu söylerler. Oysa o el tamamen bakış açısıyla değişen, doğru perspektife ve anatomiye oturan bir L. da Vinci kurgusudur. Usta’nın bunu neden yaptığı bilinmemektedir ama bazı tablolarında çok sık başvurduğu yöntemlerden biridir.

Benzer olarak aynı eserde Meryem’in sağında bulunan taş duvarın bittiği noktada bulunan uzun servi ağacının resmin sağ tarafına doğru gidildikçe kaybolduğu, duvarın onu kapattığı hissi ortaya çıkmaktadır ki bu gerçekten acemilik dönemi için bile dahice bir teknik sayılır.

Duvardaki boşluğun açıklaması ise Cebrailin elinde tuttuğu çiçekleri belirginleştirmek değil, tamamen eserin perspektif kurgusuyla ilişkilidir. Eğer tabloyu dikkatle incelerseniz, duvarda bilinçli biçimde oluşturulan kesintinin (boşluğun) amacının, arka plana derinlik kazandırmak olduğunu görürsünüz. Boşluğa denk gelen arka planda görünen merdivene benzeyen setlerin uzaklığı, özellikle duvarın sağ parçasının bittiği üst ucundaki açılı kenar görünümü, tabloya bakanı ufuk noktasına doğru sürüklemektedir (arkada görülen tepelere doğru)  Bu da resmin arka planına derinlik vermektedir ki bu tablonun en önemli özelliği zaten Leonardo da Vinci tarafından kurgulanan perspektif oyunlardır. Bir an için duvardaki o boşluğun olmadığını düşünürseniz, o takdirde duvarın ardında yalnızca ağaçlar ve tepenin yanyana sıralandığı bir dizi objenin görüneceği ve derinlik algısının eksildiğini hemen hissedersiniz.


Bu eserin yapımını başlatan, aslında Andrea del Verrocchio’ dur. Eserin bir kısmını tamamlandıktan sonra Del Verrocchio öğrencisi olan Da Vinci’ye arka planı, çevre detaylarını ve meleği (Cebrail) yapmasını istemiştir. Bilimsel kaynaklar Verrocchio’nun boyalarında (bilirsiniz o dönem sanatçılar kullandıkları yağlı boyaları ve resim malzemelerinin neredeyse tümünü kendileri hazırlardı) kurşun içeren malzemeler kullandığını, Leonardo’nun ise zaman zaman (nasıl yapabildiyse) kurşundan arındırılmış boyalar hazırlayarak, onları kullandığını söylerler. Bu özellik de bazı resimlerindeki bazı detayların x-ray altında neden yok olduğunun en anlamlı ve en yakın açıklaması olarak kabul edilmektedir. Ama Leonardo’nun, o dönemde kimseyi ilgilendirmediğini bildiği halde neden böyle bir yola başvurduğu hala anlaşılamamıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder