Floransa’da gezilecek yerlerin başında elbette ki
Pitti Sarayı geliyor. Size Pitti Sarayı’nın içinde neler olduğunu anlatmayacağım
çünkü hepsini internetten kolayca bulabilirsiniz. Ben 2 gün
önceki yazımda anlattığım Dev Kaplumbağa gibi, belki bir daha görülemeyecek bir sergiden ve kimsenin fazla dikkatini çekmeyen, bizim de yanlış sebeplerle dikkatimizi çeken bir resimden bahsedeceğim.
önceki yazımda anlattığım Dev Kaplumbağa gibi, belki bir daha görülemeyecek bir sergiden ve kimsenin fazla dikkatini çekmeyen, bizim de yanlış sebeplerle dikkatimizi çeken bir resimden bahsedeceğim.
Önce sergi:
“Gerçek
Zaman ve Gerçeğin Zamanı” (Real Time and the Time of Reality) Sergisi
Sergi Pitti Sarayı’nın koleksiyonundaki 200 kadar
saatten, 18. ve 19. yüzyılda kullanılan 80 tanesini içeriyor(muş). Bana o kadar
çok saat gördüm gibi gelmiyor ancak bir odanın içinde daire şeklinde sıralanmış
12 tane saati çok net hatırlıyorum. Her biri teknik ve estetik kaliteleriyle
gerçekten şaşırtıcı ve etkileyici idi. Hala tıkır tıkır işleyen son derece
karmaşık mekanizmalar ve aslen bu makinelere bir muhafaza olacakken sanat
eserine dönüşen dış görünüşleri…
Sergi, sarayın en üst katındaki Modern Sanat Galerisi’nde yer alıyor. İlk oda (bu odanın serginin geri kalanına bir giriş olduğunu sonradan anladım) hafif loş, zemin 12’ye bölünmüş, her bir dilimin karşısında bir saat ve yerde 5 saniyede bir dilim değiştiren bir ışık var (saniyeleri saydım). Mükemmel bir sunuş! Ben çok dahiyane buldum, saatlerden saat yapmak, mekanı bir saate dönüştürmek, geçmiş, bugün, gelecek, hepsini bir arada gösterebilmek… gerçekten dahiyane. Saatlerin güzelliğine ise söylenecek söz yok.
Sergi 8 Ocak 2017 tarihine kadar açık. Umarım görme
şansınız olur.
Gelelim resme:
Apollo ve İlham Perileri (Müzler) (Baldassarre Peruzzi)
Sarayın Palatine Galerisi’ni gezerken bu resim ilgimizi çekti. Yarım yamalak sanat bilgimizle “çok ilginç, dans eden neşeli kadınlar pek o dönemde kullanılan bir konu değildir ama pek güzelmiş” falan diye yorum bile yaptık, çok biliyoruz ya. Ankara’ya döndükten sonra aklıma geldi bu resim, bi araştırayım dedim.
Sarayın Palatine Galerisi’ni gezerken bu resim ilgimizi çekti. Yarım yamalak sanat bilgimizle “çok ilginç, dans eden neşeli kadınlar pek o dönemde kullanılan bir konu değildir ama pek güzelmiş” falan diye yorum bile yaptık, çok biliyoruz ya. Ankara’ya döndükten sonra aklıma geldi bu resim, bi araştırayım dedim.
9 ilham perisi ile danseden Apollo’nun tasvir
edildiği resim 1514-1523 yılları arasında Baldassarre Peruzzi
tarafından klavyeli bir enstrümanın (org? piyano? klavsen?) kapağı için yapılmış.
Apollo ile ilham
perilerinin bağlantısı tartışılan bir konu. Bazı hikayeler 9 ilham perisinin
Apollo’ya, onu canlandırmak, ümit
vermek, yükseltmek için “verildiğini”, bazıları ise Apollo’nun onların lideri
olduğunu anlatıyor. Her durumda ilham perilerinin, "müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı, geleceği
gören bilici tanrı" Apollo ile işbirliği ve/veya dostluk içinde
olduğu görünüyor.
İlham perileri tüm
sanatçılar tarafından genellikle daire şeklinde dans ederken tasvir edilmiş. Bu
durum, sanat ile bilimin içiçe olduğunun vurgulanması olarak yorumlanıyor.
Eski Yunan’da müzik ve dans sadece kutlamalar veya
eğlencelerde değil, hayatın her alanında önemsenir ve kullanılırdı: günlük
yaşam, dini seramoniler, hatta orduların talimlerinde.
Müziğin özel bir gücü olduğuna inanıldığından
tanrılara atfedilmesini de anlamak zor değil.
Neden 9
İlham Perisi?
İlham perileri, tasvirlerdeki sayılarına göre farklı
şeyleri temsil ediyor:
2 ilham perisi – tecrübe ve öğrenme
3 ilham perisi – lirin müzikal titreşimi (çeviriler
biraz abuk subuk oluyor, kusura bakmayın)
4 ilham perisi – dilin 4 diyalekti (Atika, İyon,
Aeolian ve Dorian)
5 ilham perisi – insan duyularının her biri (görme,
duyma, tatma, dokunma, koklama)
7 ilham perisi – lirin 7 akoru, göğün 7 katı, 7
gezegen
9 ilham perisinin ise Hesiod’un eseri olan
“Tanrıların Soy Kitabı”ndan geldiği düşünülüyor. Kitaba göre bunlar, Zeus
ve Mnemosyne’in kızları. Mnemosyne, hafıza/hatırlama tanrıçası. Kitapların
olmadığı zamanlarda bu işlevin önemini kavramaları ve bir tanrıçaya atfetmeleri, üstelik bilim ve sanatın ilerlemesini sağlayacak 9 periyi bu tanrıçanın doğurması
müthiş. Su Perileri olarak da biliniyorlar. Her birinin sanat veya bilim
alanında hükmettiği, fısıldayarak, üfleyerek veya şarkı söyleyerek aktardıkları
ilham güçleri var.
1. Calliope – Epik şiir perisi.
2. Clio – Tarih perisi.
3. Erato – Aşk perisi.
4. Euterpe –
Lirik şiir perisi.
5. Melpomene – Tragedya perisi.
6. Polyhymnia – Şarkı perisi.
7. Terpsichore – Dans (Ahenk) perisi.
8. Thalia – Neşe ve kahkaha perisi.
9. Urania – Astronomi perisi.
Zeugma’da bulunan 2200 yıllık bir mozaikte de bu 9
ilham perisi tasvir edilmiş.
Perilerle ilgili bir de hikaye var: Phorkide kralı
Pyreneos birbirinden güzel olan bu dokuz periyi, bir gün sarayına davet etmiş.
İlham perileri saray kapısından içeri girer girmez, sarayın kapılarını kapatmış
ve onları tutsak etmiş. Her birini yatağına almayı umut ediyormuş ancak her
şeyi gören Apollon yardıma koşmuş ve kralın önünden kızları uçurarak kaçırmış.
Kral arkalarından gitmeyi o kadar çok istemiş ki onlar gibi uçabileceğini
zannetmiş ve sarayının penceresinden kendini boşluğa bırakınca yere düşüp
ölmüş.
Ek bilgi: Eserin (resmin) ingilizce adı “Apollo and
the Muses”. Muse’un sözlük anlamı düşüncelere
dalmak, esin/ilham perisi. Yunanca mousa
ve Latince musa kelimelerinden
geliyor.
Günümüzde kullanılan müze ve müzik kelimelerinin
kökeninde de bu kelime yatıyor:
İskenderiye’de II. Ptolemaios Philadelphos
tarafından M.Ö. 285-246 yılları arasında kurulan kütüphane ve sanat
koleksiyonuna, Atina’da müzler için
yapılmış olduğu bilinen ama gerçeği hiç bulunamayan Mouseion Tapınağı’na atfen,
Museum (Türkçe: müze) adı verilmiş. Sonradan kütüphane ve koleksiyona benzeyen
tüm oluşumlara ‘müze’ denmiş.
Müzik kelimesi ise “müzlerin sanatı” anlamına gelen
“mousike” kelimesinden geliyormuş.
Müze gezmelere gitmeden,ön bilgiye sahip olup gitmek isterim hep ama her zaman mümkün olmuyor tabi. Ama bir döneme ait eserler arasında bir resmin hafızada yer etmesi üzerine dönüp araştırman ayrı keyif olmuş. Bilgiler de alıp nerlere götürmüş. Bir dahaki sefere daha bilinçli bakarız artık. Ellerine sağlık.
YanıtlaSil